29 Mar 20234 Dakika

Sanatın Gücü

Post thumbnail

Sanat iyiyi, özgür olarak yaratan insanı, mükemmelliğe ulaştırma yoludur.

der Friedrich Schiller.

Sanatın Gücü Adına!

“Sanattan keyif alamıyorum” demek pek de mümkün değil. Herkes dans edemez, resim yapamaz, enstrüman çalamaz, şarkı söyleyemez veya herkesi etkileyecek bir fotoğraf karesi çekemez elbette. Yapan tarafta olmak ile sanat izleyicisi olmak birbirinden ayrıdır. Ancak her ikisinde de, sanatçı veya sanat alıcısı kişide bir haz alma ve fayda vardır. Herkes öyle ya da böyle bu keyfi alır ve sanatın verdiği heyecanı yaşar. Tam da bu yüzden sanatın verdiği en güzel hislerden biri de tatmin olma duygusudur.

Bir resmin bittiği noktada başlayan yeni resmin hikâyesi, heykel için taşa atılan ilk çekiç darbesi, doğanın cümbüşünde yakalanan onlarca biricik görüntü… İster amatör, ister profesyonel ol; haz duygusu ve tatmin olmak kaçınılmazdır. Sanat aracılığıyla aldığı hazzı başka şeylerde aramaz insan. Bir kere yakaladı mı o duyguyu, bırakamaz..

Tam da bugünlerde haz, özgürlük, üretkenlik, iyi hissetmek duyguları üzerine yoğunlaşmışken, sanatın iyileştirici gücünü ele almadan geçmek olmaz. Hepimiz bu dünya gezegeninde zor zamanların içinden geçiyorken sanatın iyileştirici gücünü azımsamamak ve ruhumuzda bıraktığı izlerden bahsetmek gerekir. Toplumun gelişmişliği ve refah düzeyi için bu çok mühim meseledir. Sanatın gücü, şu muazzam atasözü ile özetlenmiştir:

Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.

Mustafa Kemal Atatürk

Sanatın Toplumsal Yararı

Sanatın toplumsal yararı, suya atılan taş misali; yayılan, yayıldıkça geniş faydalar yaratan ve daha büyük dalgalar yaratan bir konu. Söz konusu “sanat” olunca, “fayda” kelimesi daha da derinleşiyor. Sanat izleyicisi/dinleyicisi her kim ise; unuttuğuyla yüzleşme, sildiklerini hatırlama durumlarıyla karşılaşır. Kimi zaman bu durumlar izleyiciyi/dinleyiciyi rüya misali uykusundan uyandırırken, kimi zaman da iyi gelmeyebilir. İyi gelmeyen eserler, genelde kişisel veya kolektif sorunlarımızı bulduğumuzda hissettiğimiz duygularla yüzleştiğimiz içindir. Sanat ögelerinde, savaş, ölüm, iklim, göç, insan vs. konularını işlemek tam da toplumsal yaraları, sorunları yeniden gün yüzüne çıkartmaya yarıyor. Bu her iki durumda da sanat, izleyicisini/dinleyicisini harekete geçirecek faydaya dönüşür. İklim meselesini ele alan fotoğrafları izlemek ve iklim üzerine düşünerek, harekete geçmeye meyletmek yahut alenen harekete geçmek örneğinde olduğu gibi.

Sanatın Toplumsal İşlevi

Sanatın toplumsal işlevi, sanatın bir topluma sağladığı fayda, yarardır. Sanat, toplumun, insanlığın, insan zihninin, doğanın aynasıdır. Sanatçı gördüklerini ve hayal ettiklerini bir fotoğraf karesine, tuvale, toprağa veya notalara işleyebilir. İçinden geleni veya gördüğünü yansıtan sanatçı, estetik değerleri de gösterir; toplum yapısına yön verebilir.

Sanatın toplumsal işlevine baktığımızda, toplumun iyi ve doğru yönde şekillendiği fikrini savunmak mümkün. Müzik üretmek, resim yapmak, dans etmek, fotoğraf kareleri çekmek vb. insanları üretken, yaratıcı, paylaşımcı, duyguları kullanabilen, geniş perspektiften düşünebilen insanlara dönüştürür. Sanata yoğunlaşan gruplar ve toplumlar, refah seviyeleri yüksek, etkili, entelektüel, toplumun diğer kesimlerini yönlendirebilecek kabiliyette olur. Sosyal, ekonomik, kültürel, tarihsel ve siyasal olarak da değişimlere, yeniliklere ortam hazırlar.

Sanatın Toplumsal Yaşama Etkisi

Sanatın toplumsal yaşama etkisinden bahsetmek için her şeyin en başına, insan var oluşuna kadar gitmek gerek. Sanat, ilk çağlarda insanların aletler üretmesi ile başlayan bir olgudur. İlkel insanlarda dahi içgüdüsel olarak ortaya çıkan kendini ifade etme isteği, o döneme ait bilgilerin mağara duvarlarına resmedilmesi ile tarihin ilk sanatçılarını doğurdu.

İlkel insandan günümüze her dönemde, ifade etme isteği ile ortaya çıkan sanat, kendi döneminin sosyal, kültürel ya da siyasal izlerini taşıyan bir ayna görevi de gördü. Sanat eserleri aracılığıyla topluma tutulan bu ayna, her dönemde insanları düşündüren, dönüştüren ve geliştiren bir kavram.

Sanat Neye Yarar?

Sanatın neye yaradığı noktasında ortak fikirler, bilgiler mevcut olsa da toplamı bizleri sanatın toplumsal faydalarına götürüyor:

  • Estetik kaygının artması
  • İfade yöntemlerinin çeşitlenmesi ve güçlenmesi
  • Üretkenliğin artması
  • Yaratıcılıkta sınırların genişlemesi
  • Özgürlük talebinin kuvvetlenmesi
  • Kolektif bilincin güçlenmesi
  • Gözlem yeteneğinin gelişmesi
  • Bireysellik arayışı
  • Eğitim

Maddelerin de gösterdiği gibi bireyleri değişime istekli, eleştirebilen, gördüğünü yorumlayan, ifade özgürlüğüne sahip çıkan, toplumsal harekete yatkın insanlar haline getirir.

Sanat Toplum İçindir!

Sanat toplum içindir görüşünün de savunduğu üzere “sanat, sanatçı ve toplum” bir bütündür. Her biri diğerinden beslenir ve diğerini etkiler ancak en nihayetinde ortaya çıkan gerçek şudur ki sanat toplum üzerinde muazzam bir iyileştirme gücü vardır.

Sanatın şahsına münhasır şifası, bireylerin beden-zihin-ruh bağlantısını kurmasını sağlar. Sanata maruz kalan bir bireyin zihni ruhunu harekete geçirir, ruh ise bedeni.. Sanat ile deşarj olan bir birey, endişe, kaygı ve stresinden kurtularak rahatlar ve keyiflenir. Bireylerdeki bu ruh hali değişimi kolektif değişimi de beraberinde getirir ve sanatın topluma dokunduğu an tam da burasıdır.

Toplumsal travmalar ve ortak kederlerden sonra sanat, bir toplum üzerinde en büyük iyileştirici güce sahip olacak araç haline gelir. En kritik zamanlarda askıya alınan kültür-sanat faaliyetlerinin bilakis, çoğalması ve çeşitlenmesi gereğine tüm kalbimizle inanıyoruz.

Share:

Etik Üretim, Sorumlu Tüketim

menü

takipte kal

Hendeseli Blog © 2023 | Tüm hakları saklıdır.