10 May 20243 Dakika

Burak Çizer ile Söyleşi

Post thumbnail

Hendeseli Sanatçılarla yaptığımız Hendeseli Sanat Söyleşilerinin yeni bölümünde konuğumuz Burak Çizer..

  1. Burak Çizer isminden bahseder misin?

1990 yılında İstanbul’da doğdum. Lise eğitiminin ardından Yıldız Teknik Üniversitesi Mimari Restorasyon ön lisans bölümünden mezun oldum. Restorasyon alanında birkaç yıl çalıştım, fakat hayatta asıl var olmak istediğim alanın sanat, özelliklede heykel sanatı olduğuna karar vererek üniversite yetenek sınavlarına hazırlandım. 2012 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünü kazandım ve 2018 yılında mezun oldum. 2020 yılından itibaren de Kadıköy’deki atölyemde üretimlerimi sürdürmekteyim.

  1. Hangi alanda eserler üretiyorsun? Ürettiğin alanla ilk bağı nasıl kurdun?

Ağırlıklı olarak heykel alanında eserler üretiyorum. Mimari, Antik Yunan ve Mısır heykel sanatı bu alana yönelmemde için ilk temasım oldular.

  1. Çalışmalarının konusunu neler oluşturuyor? Üretmekten en çok keyif aldığın başlık/lar nedir?

Üretimlerimde doğa, başkalaşım ve döngü yasalarını kendi iç yaşamıma ve bugünün koşullarına olan etkisini irdeleyerek, bugün üzerine çalışmakta olduğum formları ortaya çıkıyorum.

  1. Üretim aşamasına geçmeden önce nasıl bir hazırlık süreci geçiriyorsun? Sana süreçte eşlik eden kaynaklar oluyor mu?

Başlangıç olarak defterime büyük - küçük eskizler alıyorum. Eskizler biriktikçe benim kelimelerim oluyorlar. Sonrasında bu eskizler birleşerekten ortaya bir fikir çıkıyor ve maket aşamasına geçiyorum. Bazen tek bir makette istediğim form dilini yakalarken, bazen onlarca kez yapıp bozmam gerekiyor. Başlıca beslendiğim alanlar; arkeoloji, mitoloji, arketipler, metamorfoz, döngü, sembol ve hayvan imgeleri oluyor.

  1. Antroposen çağında üreten bir sanatçı olmak nasıl bir durum? Bu çağın atmosferinin işlerine etkisi nedir?

Aslında tam olarak yaşadığımız çağın durumuna karşı hissettiklerim işlerime yansıyor. Dedikleri gibi insan bir şeylerden rahatsız hissediyorsa ve değiştirmek istiyorsa bu önce kişinin kendisinde başlıyor. Kullandığım formları da incelediğimizde kendi kabuğunun içinde dış etkenlere karşı çareyi kendine dönmekte bulmuş fakat içten içe içinde yaşadığı dünyaya, kendine karşı olan sorumluluğundan ve kendini aşma isteğinden ötürü içten dışa ve yukarı doğru çıkma çabası olan organik formları kullanıyorum. Son dönemde yaptığım otoportre mask çalışmalarımda da aynı derdin farklı bir dilde anlatımı var.

  1. "Sürdürülebilir sanat" sana ne ifade ediyor? Sanat alanındaki sürdürülebilirlik politikalarıyla ilgili düşüncelerin nedir? Geliştirmek adına neler yapılması gerektiğini düşünüyorsun?

Çok yakından takip ettiğimi söyleyemem. Sadece son yıllarda gördüğüm örneklere bakaraktan özellikle büyüklü küçüklü şirket gruplarının çevreci politikaları kapsamında çokça geri ve ileri dönüşüm malzemesi kullanarak sanat eseri üretimine şahit oluyoruz. Üretim pratiği olarak çeşitliliğin olmasını her ne kadar seviyor olsam da ortaya konan eserlerin nitelikleri açısından tartışılması gerektiğini düşünüyorum.

  1. Sanat sanat için midir? Yoksa sanat toplum için midir?

Aslında bir ön cevap vermiş gibi oldum sanırım. Söyleyebileceğim ben sanatçı olarak üretimimi önce kendim için yapıyorum. Sonrasında da bu üretimlerimi paylaşma gereği hissediyorum ki aldığım motivasyon ve geri dönüşlerle üretimime devam edebileyim. Sonuç olarak her ikisinin de birbirinden bağımsız olamayacağını sanatın sanat ve toplum ile paralel hareket ettiğini düşünüyorum.

Eserlerini İncele
Share:

Etik Üretim, Sorumlu Tüketim

menü

takipte kal

Hendeseli Blog © 2023 | Tüm hakları saklıdır.