3 Tem 20243 Dakika

Emre Aydos ile Söyleşi

Post thumbnail

Hendeseli Tasarımcılar ile yaptığımız söyleşilerinin yeni bölümünde konuğumuz Emre Aydos.

  1. Emre Aydos isminden bahseder misin?

11 Kasım 1991 yılında Ankara'da dünyaya geldim. Orta ve lise öğrenimimi tamamladıktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Tasarımı Ana Sanat dalı bölümünden mezun oldum. Lisans eğitimi sonrası aynı üniversitede yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Öğrenim sürecim boyunca birçok ulusal ve uluslararası sergilerde, çalıştaylarda ve sempozyumlarda yer aldım. Bu platformlarda buluştuğum uluslararası sanatçılarla çalışma şansı elde ettim ve vizyonel anlamda çok katkı sağladılar.

  1. Hangi alanda ürünler üretiyorsun? Ürettiğin alanla ilk bağı nasıl kurdun?

Seramik malzemeyle çalışarak ürünler meydana getiriyorum. Çamura tutkuyla bağlıyım. Çalışmalarımı genellikle çömlekçi çarkında (torna) şekillendiriyorum ve sonrasında ekleme-çıkarmalar yaparak, deforme ederek şekillendiriyorum. Uzak Doğu seramik sanatından çok etkileniyorum. Özellikle fırçayı özgürce kullanmak ve yüzeylerde fırça hareketlerini hissettirmeyi seviyorum.

Seramikle bu kadar bağ kurmamın kesinlikle akademideki hocalarımın etkisi çok fazla olmuştur. Ancak atölyecilik anlamında bu kadar tutkuyla bağlanmamı sağlayan bir diğer kişi ise Mehmet Tüzüm Kızılcan’dır. Yıllarca atölyesinde disiplinle ve çamurla iletişim kurmam anlamında ciddi katkıları olmuştur.

  1. Tasarım parçaların nelerden oluşuyor? Üretmekten en çok keyif aldığın ürünler nelerdir?

Benimsediğim bir Japon felsefesi olan Wabi-Sabi etkisinde çalışmalar ortaya çıkarıyorum. Bazen bilinçli kusurlar yaratıyorum ve kusurlu olanın güzelliğini aktarmaya çalışıyorum. Plastik bir malzeme olan çamur bunu aktarmam konusunda benim için bir dil olma özelliği de taşıyor.

İnsanların gündelik yaşamda ihtiyaç duyduğu her türlü ürünü üretmekten keyif alıyorum. Bu bazen bir fırçalık, bazen kumbara, bazen de değerli eşyaların saklanabileceği kapaklı bir form olabiliyor.

  1. Üretim aşamasına geçmeden önce nasıl bir hazırlık süreci geçiriyorsun? Sana süreçte eşlik eden kaynaklar oluyor mu?

Sonuçtan çok sürece âşık birisiyim. Sonuca götüren de teknik ve sanatsal birikimim oluyor. Hazırlık aşamasında çamurun kıvamından tutun, yüzeyde kullanacağım renklere kadar hepsinin denemelerini yapıyorum. Seramiğin pişirme süreçlerini de hesaba katınca uzun bir zaman çalışmalar yapmak gerekiyor. Seramik yaparken kimya bilgisi de önemli rol oynuyor. Kağıt üzerinde eskiz pek çalışmıyorum. Öncelikle çamurla prototip üretim yapıyorum ve sonrasında asıl ürünü meydana getiriyorum.

  1. Antroposen çağında üreten bir tasarımcı olmak nasıl bir durum? Bu çağın atmosferinin işlerine etkisi nedir?

Milattan önce 8 bin yılında insanoğlu seramikle tanışmaya başlamıştır. Günümüze kadar ihtiyaçtan doğan milyonlarca tasarım meydana gelmiştir. Bugün internetin insanoğlunun hayatında önemli bir yerde olmasıyla birlikte seramik üretiminde de ciddi yol kat edilmiştir. Çok yakından tanıdığım arkadaşlarım var, üç boyutlu yazıcılarda seramik üretimi yapıyorlar. Önce bilgisayarda modelleyip sonrasında makineden bitmiş ürünü elde ediyor. Ben geleneksel ile modern dünyanın, kendi birikimlerimin harmanlamasını yaparak çalışmalar üretiyorum. Gelenekselden kopmadan, modern yorumlarda bulunuyorum.

  1. Tasarım alanındaki sürdürülebilirlik politikalarıyla ilgili düşüncelerin nedir? Geliştirmek adına neler yapılması gerektiğini düşünüyorsun?

İnsanoğlunun “tasası” istek ve arzuları, hiç bitmeyeceği için tasarım da hiç bitmeyecektir. Sürdürülebilirlik noktasında doğanın bizden önce kendi tasarımları olduğunu unutmamamız gerekir.

İşlerini İncele
Share:

Etik Üretim, Sorumlu Tüketim

menü

takipte kal

Hendeseli Blog © 2023 | Tüm hakları saklıdır.